Yaşlanma sürecini yavaşlatmak için ne yediğinize ve nasıl pişirdiğinize dikkat!

Üreme Sağlığı ve İmmünolojisi Uzmanı Dr. Murat Berksoy, bütüncül sağlık kapsamında beslenmenizden uykunuza, ev egzersizlerinizden bağışıklığınıza kadar uygulayabileceğiniz kolay ama önemli adımları açıklıyor.

Ne yediğinize ve nasıl pişirdiğinize dikkat

Yaşam sürenizi arttırmak için sağlıklı ve doğal beslenme seçimleri önce geliyor. Beslenme konusunda neyi ne kadar yediğimiz ve hatta nasıl pişirdiğimiz sağlıklı kilo yönetiminin püf noktasını oluşturuyor. Dr. Murat Berksoy, kişiye özel beslenme planını hazırlarken kesinlikle mevcut hastalıkların ve metabolik sorunların da göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor ve ekliyor:

‘’Sağlıklı beslenme konusunda doğal ve işlenmemiş gıdaları tercih etmelisiniz. Market raflarında boy gösteren paketlenmiş ve hazır gıdalardan uzak durmalısınız, bu seçimler mevcut hastalıklarınızı olumsuz etkiler ve metabolik sorunlara davetiye çıkartır, bunların sonucunda yaşlanma süreciniz hızlanır’’

Dr. Berksoy, beslenme planı kapsamında besinleri pişirme tekniklerine de dikkat çekiyor.

Diyabet, tiroid ya da hormonal dengesizlikler gibi rahatsızlıkların tedavi edilmesi konusunda besinlerin nasıl pişirildiği de önemli. Sebzeler mümkün olduğunca kısa sürede buharda ya da çok az suda haşlama şeklinde pişirilmeli. Tahıl grubu az suda ve az haşlayarak tüketilmeli. Etler konusunda döküm tava kullanılmalı ve çok fazla pişirilmeden yenmeli. Bu uygulamalar ile besinlerden almamız gereken vitamin ve mineralleri kaybetmeden doğru şekilde alabiliriz.

Kaliteli uyku çok değerli

Yaşlanma sürecini yavaşlatmak için melatonin hormonu büyük önem taşıyor. ’’Melatonin hormonunu elde edebileceğimiz en sağlıklı süre ise kaliteli ve kesintisiz gece uykusudur. Uyku kalitesi tüm yaşam sürecinizi etkiler.

Dr. Berksoy, mavi ışıktan kesinlikle kaçınmamızı öneriyor ve ekliyor: ”Ekran ışığı olarak tanımlanan mavi ışık, yatak başlarında bulunan ışıklar hatta sokak lambasından yatak odası penceremize sızan ışıklar bile uykumuzu bölmeye yeterli. Bu nedenle yatmadan en az bir saat önce tüm ekranlar kapatılmalı ve yatak odasında asla kalmamalı. Kalın perdelerle tam karanlık sağlanarak gece uykusuna geçilmeli”

Güçlü bir bağışıklık dengesi

Yaşam süresini uzatmanın ve yaşlanma sürecini yavaşlatmanın bir diğer temel unsuru da bağışıklık sistemi dengesi. Bağışıklığınız ne kadar güçlü ise vücudun dengede kalması ve hastalıklara karşı kendini savunması o kadar sağlam olur. Dr. Murat Berksoy bağışıklık dengesinin desteklenmesi için mutlaka doktor kontrolünde vitamin, mineral ve özellikle antioksidan ağırlıklı beslenme ve gerektiğinde bu içeriklere sahip desteklerin alınmasını uygun buluyor.

Korona sürecinde evde kaldığımız bu dönemde ise sebze ve meyvelerden zengin bir beslenme şekli ile bağışıklık dengemizi korumalıyız. A, C, E vitaminleri, folik asit gibi vitaminler, selenyum gibi mineraller ve antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemi güçlenir ve hastalıklara karşı vücut direnciniz artar.

C vitamini için: Maydanoz, yeşil biber, greyfurt, portakal, kivi, çilek, enginar

E vitamini için: Zeytin yağı, ceviz, badem, fındık ve türevleri

A vitamini için: Havuç, ıspanak, domates, brokoli, pırasa, bal kabağı
tüketebilirsiniz.

Mitokondrilerinizi Destekleyin

Yaşam kaliteniz için metabolik enerjinin önemini vurgulayan Dr. Berksoy, vücudunuzun enerji santralleri olan mitokondrilerin mutlaka doğru yönetilmesi ve enerji üretecek yapıda kalması için desteklenmesi gerektiğini belirtiyor.

‘’Mitokondriler, hücrelerimizin enerji santralleridir. Hücrelerin canlı kalması dokular ve organların da sağlıklı olması demektir. Tüm bunlar da yaşam süresini uzatma konusunda özellikle dikkate alınmalıdır.’’

Mitokondriler aynı zamanda hastalıklara karşı savunma mekanızmamızdır. Onları desteklemek için hareketli kalmamız şart. Sigara, alkol ve bazı ilaç kullanımları ile mitokondrilerimiz olumsuz etkilenir. Bunları hayatımızdan çıkartmalı ve yeni sağlıklı seçimler eklemeliyiz. Karbonhidratları bırakıp, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeliyiz. Kaliteli protein ve sağlıklı yağlar ile destekleyeceğimiz bir program ile sağlıklı kalmalıyız.

Hareketsiz kalmak en büyük düşman

Sadece yaşlanmayı geciktirmek için değil, sağlıklı bir yaşamın da temeli hareket etmekle başlıyor. Koronavirüs sürecinde bu durum zor olsa da özellikle 40 yaş ve üzerindeki herkesin kendi yapılarına ve güçlerine göre evde kısa süreli güçlendirici egzersizler yapmaları oldukça önemli. Dr. Berksoy’a göre hareketsiz kalmak bedenimiz için en büyük düşman.

Evde bulunduğunuz süre içinde kendi ağırlığınızı kullanacağınız kısa ama tempolu güç egzersizleri yapabilirsiniz. Üstelik evde bulunan malzemelerle! Dr. Berksoy, evde bulunan bir sandalye, bir top ve iki ufak su dolu şişe ile farklı hareketler yapabileceğinizi belirtiyor.

Stresi yönetin

Yaşadığımız ve bizi doğrudan etkileyen bu pandemi sürecinde stresten uzak kalmak çok da mümkün değil ancak Dr. Murat Berksoy bu süreç için yine kendi seçimlerimizle stresi yönetebileceğimizi belirtiyor. ‘’Sinir sistemimizin sağlıklı kalması için enerjiyi doğru kullanmamız gerekiyor. Stres bu durumda en büyük ve en sinsi düşman. Stresten uzak kalmak oldukça zor olsa da bunu yönetebilmek bizim elimizde.”

. Her sabah pencereleri açarak hava alın ve gün ışığı ile güne başlayın.

. Sevdiklerinizi arayın, hatırlarını sorun.

·Yardımlaşma ve dayanışmayı hatırlayın.

·Gündem başlıkları ile güncel kalın ama bilgi bombardımanı içinde kaybolmayın.

·Sağlık Bakanlığı ve yetkili kurumlardan önerileri ve haberleri öğrenin.

·Evde bir düzen içinde yaşayın, dağılmayın.

·Kendinizi geliştirecek bir hobi edinin.

·Kitap okuyun.

·Her sabah kalktığınızda ve her akşam yatarken aynada kendinize gülümseyin.

Unutmayın yaşam kalitenizi siz seçimlerinizle şekillendirebilirsiniz. Doğru ve sağlıklı seçimlerle de yaşam sürenizi uzatarak yaşlanmanızı geciktirebilirsiniz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.