www.emsalhaber.com

Müze gibi ev! Görenler şaşkınlığını gizleyemiyor

KÜLTÜR-SANAT

Eskişehir’de yaşayan Mehmet Cin isimli vatandaş, Osmanlı döneminden kalma kama, kılıç, tüfek ve 300 yıllık gümüş tel işlemeli bohça ile bugüne kadar üretilmiş bine yakın farklı markada soda, gazoz şişelerinden oluşan koleksiyonuyla evini adeta bir müzeye çevirdi.

Topladığı eski eşyalar ile 30 senedir koleksiyon yapan Mehmet Cin, evinde bulundurduğu eşyalar için yüksek teklifler gelmesine rağmen satmadığını ve bağışlayacağını söyledi. Mehmet Cin’in evinde 1800’lü yıllardan kalma tüfekler ve kılıçlar, çömlekler, giysiler, kamalar ve mermiler bulunuyor. Cin, babasının da hayattayken koleksiyon yaptığını ve öldükten sonra babasının merakını kendisinin devam ettirmeye çalıştığını belirterek, “Rahmetli babam 82 senesinde vefat etti. Sigara koleksiyonu yapıyordu. Aile büyüğü ağabeyimiz olunca koleksiyon ağabeyime kaldı. Ben de onun merakını devam ettirmeye çalıştım. 30 seneden daha fazla bir toplayıcılığımız var. Böyle bir merak. Aslında şuna meraklandım diye bir şey yok. Güzel bir obje gördüğünüz zaman alıyorsunuz bu güzelmiş deyip vitrininize koyuyorsunuz. Sonra ona benzer bir şey daha buluyorsunuz onu da alıyorsunuz. Yavaş yavaş koleksiyon oluşmaya başlıyor” dedi.

“1800’LÜ YILLARDAN KALMA TÜFEK, OSMANLI’DAN KALMA KILIÇ BULUNMAKTA”

30 yıldır evinde koleksiyonunu yaptığı eşyaları anlatan Cin, “Bine yakın gazoz ve soda bulunmakta. Bunlarda 50’li, 60’lı yıllarından itibaren var. Daha eskileri elimize geçmedi. Boş olarak var, ama dolu olarak bulamadım. Gazoz 800 tane. 800 farklı çeşit diyeyim. 200-250 tane de soda var, farklı çeşit olarak. En eski olarak kılıçlarım var, kamalarım var, giysiler ve heybeler var. Yani günlük o zaman kullanılmış olan malzemelerim var. Mesela eski göynek dediğimiz malzemelerimiz var. Bunlarda eskidir. Cepken dediğimiz giysilerimiz var. Tüfeklerimiz var 1800’lü yıllardan. Yaklaşık yine 1800’lü yıllardan kılıç bulunmakta birkaç tane. Kamalarımız var yine aynı yıllardan. Kılıç Osmanlı’dan kalma. Kendi aile yadigarımızdır. Ailemizden bize geçti. Diğer kılıç, Bulgaristan’ın Osmanlı’ya bağlı olduğu dönemden aktarılmış. Alpu bölgesinde Osmaniye köyünden geldi. Yaklaşık yine 300 senesi 250 senesi vardır. Mermiler genelde Kurtuluş Savaşı’nda kullanılmış olan mermilerdir. Saatlerimiz çok eski değildir ama yinede en yenisi 50-60 senelik” şeklinde konuştu.

“EŞYALARI SATMAYIP TÜRK ŞEHİTLERİNİ GÜÇLENDİRME VAKFI’NA BAĞIŞLAYACAĞIM”

Koleksiyonunu yaptığı eşyalarına yaklaşık 200 bin lira civarında bir teklif aldığını ve satmayıp, bağışlayacağını söyleyen Mehmet Cin, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“En son 2 sene önce 200 bin lira kadar teklif aldım. Daha bu kadar fazla değildi koleksiyonum. Ancak 30 yılın emeği var. Bunların hiçbir şekilde maddi bir pahası olamaz. O yüzden satmayacağımı, satılık olmadığını, ticaretini yapmadığımı söyledim ve satmayı da düşünmüyorum. Bunların tamamı ben öldüğüm takdirde 3-5 koleksiyoncu kardeşimiz vardı. Arkadaşlarımız var, kendi gruplarımız var. Koleksiyoner grupları. Orada mezata çıkartılarak geliri Türk Şehitlerini Güçlendirme Vakfı’na bağışlanacak.”

(Çağatay Gür - Yaşar Arda / İHA)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.